-
1 başkalık
1. إبدال [إِبْدال]Anlamı: değişik olma durumu2. تبدل [تَبَدُّل]Anlamı: değişik olma durumu3. تحول [تَحَوُّل]Anlamı: değişik olma durumu4. تغير [تَغَيُّر]Anlamı: değişik olma durumu5. قلب [قَلْب]Anlamı: değişik olma durumu -
2 اختلاف
اِخْتِلاف1. oransızlıkAnlamı: oransız olma durumu2. çeşitlilikAnlamı: çeşidi çok olma durumu3. ihtilâfAnlamı: ayrılık, anlaşmazlık4. terslikAnlamı: ters olma durumu5. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik6. farklılıkAnlamı: farklı olma durumu7. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark8. farkAnlamı: başkalık, ayrım9. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık10. uyuşmazlıkAnlamı: uyuşmama durumu11. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz12. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşme13. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık14. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf15. değişiklikAnlamı: değişik olma durumu -
3 إبدال
إِبْدال1. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme2. çevirimAnlamı: çevirme işi3. tadilAnlamı: değişiklik4. tebdilAnlamı: değiştirme5. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu6. tadilatAnlamı: değişiklik7. değişiklik8. değişim -
4 تبدل
Iتَبَدَّلَ1. değişmekAnlamı: mübadele etmek2. fark etmekAnlamı: değişmek, başkalaşmak3. dönüştürmekAnlamı: dönüşmesini sağlamak, tahvil etmek4. dönüşmekAnlamı: bir biçimden, başka bir biçime girmek5. değişmekAnlamı: başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmekIIتَبَدُّل1. varyasyonAnlamı: çeşitleme, değişim2. transformasyonAnlamı: dönüşüm3. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme4. dönüşümAnlamı: tahavvül, inkılâp, transformasyon5. mutasyonAnlamı: değişinim6. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu7. devirAnlamı: sürekli ve düzenli değişme, çevirme8. değişim9. becayişAnlamı: yer değiştirme -
5 تحول
Iتَحَوَّلَ1. olmak2. fark etmekAnlamı: değişmek, başkalaşmak3. dönüşmekAnlamı: bir biçimden, başka bir biçime girmekIIتَحَوُّل1. transformasyonAnlamı: dönüşüm2. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme3. dönüşümAnlamı: tahavvül, inkılâp, transformasyon4. mutasyonAnlamı: değişinim5. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu6. devirAnlamı: sürekli ve düzenli değişme, çevirme -
6 تغير
Iتَغَيَّرَ1. fark etmekAnlamı: değişmek, başkalaşmak2. dönüşmekAnlamı: bir biçimden, başka bir biçime girmek3. değişmekAnlamı: başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmekIIتَغَيُّر1. transformasyonAnlamı: dönüşüm2. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme3. mutasyonAnlamı: değişinim4. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu5. devirAnlamı: sürekli ve düzenli değişme, çevirme6. değişim -
7 قلب
IقَلَبَevirmekAnlamı: döndürmek, çevirmekIIقَلْب1. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh2. kalpAnlamı: bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme3. çevirimAnlamı: çevirme işi4. midiAnlamı: orta5. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp6. gönülAnlamı: sevgi, istek gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı7. kalpAnlamı: temiz kanı vücuda dağıtan organ, yürek8. kalbAnlamı: yürek, gönül9. averajAnlamı: ortalama, sayı farkı10. antitezAnlamı: karşı sav11. başkalıkAnlamı: değişik olma durumu12. yürekAnlamı: kalb13. özAnlamı: bir kimsenin benliği14. can eviAnlamı: yüreğin altındaki bölge, en duyarlı yer15. değişim16. becayişAnlamı: yer değiştirme17. cevherAnlamı: bir şeyin özü -
8 değişiklik
1. إبدال [إِبْدال]2. اختلاف [اِخْتِلاف]Anlamı: değişik olma durumu3. انقلاب [اِنْقِلاب]4. تعديل [تَعْدِيل]5. تغيير [تَغْيِير] -
9 بث
Iبَثّ1. üzgüAnlamı: cefa, eza, eziyet, yersiz ve gereksiz olarak çektirilen sıkıntı2. emisyonAnlamı: yayma, neşretme3. korkuAnlamı: kaygı, üzüntü4. mutsuzlukAnlamı: mutsuz olma durumu5. yayım6. merakAnlamı: kaygı, tasa7. ezgiAnlamı: üzüntü, sıkıntı8. depresyonAnlamı: ruhî çöküntü9. mahzunlukAnlamı: mahzun olma durumu10. efkârlanmakAnlamı: tasalanmak, kaygılanmak, üzülmek11. gaileAnlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü12. kahırAnlamı: derin üzüntü ve acı13. elemAnlamı: dert, acı14. işkenceAnlamı: eziyet15. eziyetAnlamı: aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü16. hüzünAnlamı: gönül üzgünlüğü, keder, gam17. gamAnlamı: tasa, kaygı, üzüntü18. endişeAnlamı: tasa, kaygı, kuşku, korku19. kasavetAnlamı: üzüntü, tasa20. kaygıAnlamı: üzüntü, tasa21. ezinçAnlamı: şiddetli acı ve sıkıntı, azap22. enformasyonAnlamı: haber alma, danışma23. teessürAnlamı: üzülme24. beyanAnlamı: söyleme, bildirme25. ilâncılık26. yayınAnlamı: basılıp dağıtılan veya radyo televizyon ile halka sunulan şey, neşriyat27. acıIIبَثَّsermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek
См. также в других словарях:
başkalık — is., ğı Alışılana benzememe, değişik olma durumu, değişiklik Göstereceğimiz en büyük saygı ve sorumluluk, onun bu başkalığını en iyi şekilde gerçekleştirmesine yardım etmektir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
değişiklik — is., ği 1) Değişik olma durumu 2) Bir bütünün bir bölümünün değişmesiyle ortaya çıkan yeni durum Yönetim kurulunda değişiklik oldu. 3) Amaca uygun biçime getirmek için yapılan değiştirme, tadil Birleşik Sözler değişiklik önergesi değişiklik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikilik — is., ği 1) İki değişik kullanımı veya uygulaması olma durumu 2) mec. Görüş veya düşüncede ikiye bölünmüş olma durumu, anlaşmazlık Kasabanın tarihi, bir bakıma ikiliklerinin tarihiydi. N. Cumalı 3) esk. İki kuruşluk gümüş akçe 4) müz. Birlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeşitleme — is. 1) Çeşitlemek işi 2) Farklı olma durumu, farklılık O gün bugün gündelik hayatta sayısız örneğini, çeşitlemesini görebileceğimiz bir ilişki... S. İleri 3) müz. Belli bir temayı değişik armoni, melodi ve ritimle süsleyerek yeniden çalma,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düzlük — is., ğü 1) Düz olma durumu 2) Geniş, düz yer Derenin önündeki düzlükten birdenbire bir ses duydum, durdum. H. E. Adıvar 3) coğ. Deniz yüzeyine göre değişik yüksekliklerde olan az eğimli yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurgu — is. 1) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar 2) Zembereğin kurulmuş olma durumu Saatin kurgusu bitmiş. 3) Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
orijinalite — is., Fr. originalité 1) Özgünlük 2) mec. Alışılagelenden değişik, şaşırtıcı nitelikte olma durumu Eleştirmenlerce sırf bir orijinalite trüğü olarak değerlendiriliyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük